S reke lep pogled, a u centru radovi nikad da se zavrse.
2025-07-18
Masa M. M.
Google
2025-05-03
Ivana I. M.
Google
2025-04-27
Abdurrahim A. V.
Google
Trebinje tarihi
Trebinje Güney Hersek’te bölgenin en büyük merkezi durumundadır. Trebišnjica nehrinin her iki yakasında deniz seviyesinden 273 m. yükseklikte kurulmuştur. Bizans İmparatoru VII. Konstantinos Porfirogennetos X. yüzyılın ortalarında buradan Terebun diye söz eder. Aslında bu isim şehrin değil şehrin yer aldığı bölgenin (Župa) adıdır ve zamanla Slav etkisiyle bugünkü halini almıştır. Tarihi yaklaşık 1500 yıl öncesine kadar uzanır. Bu bölge yüksek ve kıraç dağlarla çevrilmiş olup Trebišnjica nehri ve kolları tarafından şekillendirilmiştir.
Bölgenin köylerinde XII. yüzyıldan kalma Kiril (Slav) yazıtlarının saklandığı XIII ve XIV. yüzyıl kilisesi bulunmaktadır. Slav hâkimiyetindeki Ortaçağ süresince önemli bir sınır istihkâmı durumundaydı. Ayrıca bir gümrük merkezi ve önemli bir ticaret mahalli olan Dubrovnik’ten Balkanlar’ın içlerine doğru uzanan ticaret yolunun üzerinde bir geçit yeriydi.
1466’da Trebinye hemen hemen bütün Hersek bölgesiyle birlikte Osmanlılar tarafından ele geçirildi. Nova (Hersek Novi) kazasına tâbi olan Trebina nahiyesinin küçük ve dağınık haldeki köylerinde yaşayan sadece ufak bir müslüman gruptan söz edilir. 1570’lerde bölgede büyük bir inşa faaliyeti başladı. 1572 yılının başlarında Dubrovnik’ten İstanbul’a seyahat eden Fransız Philippe du Fresne-Canaye, Trebišnjica nehrinden köprü olmadığı için bir sandalla geçmişti. 1574’te ise Pierre Lescalopier, yanı başında kurşunla kaplanmış büyük bir kervansaray bulunan güzel bir köprünün üzerinden geçtiğini bildirir. Bu iki yapı, Hersek sancak beyi iken genç yaşta ölen Vezîriâzam Sokullu Mehmed Paşa’nın oğlu Kurt Kasım Bey’in adına 981’de (1573-74) yaptırılmıştır. Halk arasında Arslanağa Köprüsü diye bilinen Sokullu Mehmed Paşa’nın bu köprüsü Vişegrad’daki ile birlikte Balkanlar’ın en güzel Osmanlı eserleri arasında yer alır. Pek çok müslüman, Hersek’in kıyı kasabalarından Novi, Risan ve Perast’ın 1687’de Venedikliler tarafından ele geçirilmesi üzerine bu bölgeye göç etti.
Trebinye kesimi, 1664’ten hemen önce Girit savaşı sırasında Venedik saldırılarına karşı bir askerî bölge (kaptanlık/kapetanija) haline getirildi. 1687 ve 1699 yıllarında Trebinye bölgesini Venedik güçleri işgal etti ve büyük tahribatta bulundu. Police Camii yakıldı. Bölgedeki pek çok müslüman Napoli, Floransa ve Cenova’nın köle pazarlarında satılmak üzere götürüldü. Karlofça Antlaşması’ndan (1699) sonra Osmanlılar, Trebišnjica nehrinin kıyısındaki düzlüklerde çok iyi tedbirler alarak savunmayı güçlendirmeye çalıştılar. III. Ahmed, 1706’dan itibaren surların içerisinde şekillenmeye başlayan yeni şehirde 1720’de bir cami inşa ettirdi. 1726’da Trebinye kaptanı Osman Paşa Resulbegoviç, Trebinye’de bir medrese, bir okul, bir saat kulesi, bir imaret yanında ikinci bir büyük cami yaptırdı. Ardından Trebinye bir kaza merkezi haline getirildi. XVIII ve XIX. yüzyıllarda burada müderrisler ve müftüler yetişti. Bosnalı müslümanların Alhamijado literatürünün en meşhur şairlerinden Muharrem Dizdareviç (ö. 1905) bunların arasındadır.
1878’den sonra çetin bir müdafaa sonrası bölge Avusturyalılar tarafından işgal edildi ve 1918’e kadar onların elinde kaldı.
Çevresinde çok kaliteli tütün ve şehirde şarap üretimi yapılmaktaydı. Şehre hâkim olan tepelerde Avusturya idaresi çok sayıda sağlam istihkâm yapmıştı.
II. Dünya Savaşı’nda ise yıkıma uğramadı. Tito Yugoslavyası yıllarında şehir dört kat büyüyerek bölgesel öneme sahip bir endüstri merkezi haline geldi. Sokullu Mehmed Paşa Köprüsü ve Dobrilevo Manastırı, Trebišnjica nehri üzerinde yapılan bir baraj gölünün tehdidi altına girince büyük bir taşıma operasyonu gerçekleştirildi. Her iki eser itinalı bir şekilde sökülerek daha yüksek bir yere yeniden kuruldu. Çoğunluğu Sırp olan nüfusun 4228’i müslümandı (% 19). Bosna savaşı esnasında (1992-1995) Sırp milliyetçi güçleri Trebinye’de kontrolü ele geçirdi. Şehrin müslüman nüfusu ve çevredeki köylüler sürüldü, camileri havaya uçuruldu, arazileri parklara veya arsalara çevrildi.